17 Kasım 2013 Pazar

Bilmeye cüret et !


‘Güzel şeyler olacak’ demişti birisi; bilakis kötü şeyler oluyor. Kötü… Bazı şeylerin ayırtına ise çok geç varıldı ve maalesef o da yarım yamalak. Ta en başından, tehlikeyi gören ufak azınlık ise…  Azınlıktı işte.
 Ne zamandır blogu kapatmayı düşündüğümü bilen bilir. Çünkü sözün bittiği yerdeyiz. Sığınabileceğim tek liman bilim kaldı. Güzelim, canım bilim. O halde kapatmak yerine sosyoloji bilimine sığınarak, fazla yorum getirmeyerek konuya hâkim olabildiğim kadarıyla ve fırsat buldukça bir şeyler anlatmaya çalışacağım. Ne anlayacağınız ve nasıl yorumlayıp hayatınıza uygulayacağınız sizin probleminiz diyerek ilk konumuza geçelim.

Yukarıda iki kart görüyorsunuz. Solda tek olan çizgi, sağda bulunan üç çizgiden hangisiyle aynı boydadır? Sanırım cevabı hemen buldunuz. Elbette c çizgisiyle yani en sağdaki ile aynı boyda. Peki diyelim beş altı kişiyle bir odadasınız ve hepsi bariz şekilde sizin tam aksiniz yanıt veriyor. Sizce bu durumda davranışınız nasıl olacak. Gözlerinize mi güveneceksiniz yoksa gruba uyma eğilimimi göstereceksiniz?

 1950’li yıllarda Asch normatif sosyal etkinin gücünü ölçmek için böyle bir deneye başvurur. Çalışmaya katılanları gruplar halinde test edeceğini söyler ama aslında her grupta yalnızca bir gerçek denek vardır. Sözde gruplara 18 çift karttan oluşan çizgileri eşleştirmelerini ister. 6’sında doğru cevabı verirler ama kalan 12’sinde bilerek yanlış cevabı verip deneği şaşkına çevirirler. Sonuç: Deneklerin yüzde 77’si 12 hileli turdan en az birinde gruba uyarken yüzde 32 ise 7’sinden fazlasına uyar.  Başkalarının yargılarına güvenmek bir yana sivrilmemek, göze batmamak adına gruba uyarlar. İnsan sosyal bir hayvandır.  Burada atlanmaması gereken diğer bir önemli durum ise denek dışında bir kişi dahi gruba uymayıp doğru yanıtı verdiğinde gerçek deneğin uymama ihtimalini önemli ölçüde artırmıştır.  İşte ilgili video :


Sorulması gereken çokça soru var değil mi. Yaptıklarımız, beğendiklerimiz, saçınızın stili, üzerinizdeki elbise, tuttuğunuz parti, karşı cinste aradıklarınız, aldığınız kitap, izlediğiniz film vs. Acaba ne kadarı bizim bilinçli tercihimiz. Sosyal etkiye bu denli açık olmamız oldukça düşündürücü ama öte yandan kaçınılmaz. The Simpson adlı çizgi dizide, ailenin zeka vaat eden kızı Lisa’ya biri sorar. “ Lisa ipod’unda hangi şarkılar yüklü merak ettim. Lisa : “Elbette medyanın ve toplumun biz çocuklara dayattığı harika bir liste.”  Benzer şekilde dönemin harika dizisi Nip-Tuck’da güzelleşmek adına insanların ödediği maddi ve manevi bedeller keskin bir şekilde irdelenmişti. 18 yaşın altında çocukların bile bıçak altına yatması kaygı vericiydi. Dik göğüsler, kalkık popolar veya altılı baklavalar… Acaba bundan çok değil iki üç asır önce güzellik estetik anlayışı böylemiydi? Bir yandan sağlığımızı tehdit eden ama o enfes güzellikteki gıdalar, öte yandan sen şiştin hadi şimdi zayıfla diyen sağlık estetik uzmanları. He n’apsın çark bir şekilde dönecek, eh o da haklı be… 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...