16 Aralık 2014 Salı

Yerçekimi


Henüz izlemiş biri olarak söyleyebilirim ki Gravity filmi tam anlamıyla zaman kaybı. Sandra bullock ilk tonight show Jimmy Fallon’a konuk olduğunda duymuştum namını. Sanırım daha Amerika’da bile gösterime girmemişti. Programda gösterilen kısacık fragman,Fallon’un abartılı hayranlığı ve seyircilerin coşkulu naralarından aslında böyle bir sonuç çıkarmıştım. İmdb’nin 8/10 puan vermesi tam altı Oscar heykelciğini kapması bile görüşümü değiştirmiyor aksine ne kadar haklı olduğumu gösteriyor. Hafızanızı biraz zorlarsanız gişe rekorları kırmış ödüllere doymuş nice film genelde seyircide kırgınlık yaratır. Kaldı ki eğer illa bilim kurgu izlemek istiyorum diyorsanız filmin erkek oyuncusu George Coloney’nin yıllar önce oynadığı Solaris’i veya 68 yapımı Stanley Kubrick’in 2001 A Space Odyssey’i veya Tarkovsky’nin Stalker’ını falan izlemenizi ısrarla tavsiye ederim. 

İşte bu Gravity (yerçekimi) filmini duyduktan hemen sonra televizyonda rastgele dolaşırken yerel kanalların birinde Destination Moon isimli şirin bir bilim kurgu filmine rast gelmiştim.1950’de yani henüz insanoğlu aya çıkmadan çok önce çekilmiş olan bu yapım bile inanın konusu itibariyle seyirciye daha keyifli dakikalar yaşatıyor. Her iki filmde de yangın tüpünün basıncıyla uzay boşluğunda kendilerine ivme vermeleri… 
yani yıl olmuş 2014 değişen bir numara yok. Gravity’yi izleyenler şu aşağıdaki kısa videoya göz atsın lütfen :

destination moon(aya seyahat 1950)

Çizgi romanda ise Tenten’in bile aya yaptığı sözüm ona yolculuk daha eli yüzü düzgündü diyebilirim.Sözüm ona diyorum çünkü aslına bakarsanız biz insanlığın henüz aya çıkmış olduğuna inancım pek yok.Hatta inancın ötesinde bunu savunan bir çok argümanı araştırırsanız bulabilirsiniz.Neyse bu bahsi başka zaman yazarız. Hatırlatayım tenten’in bu yolculuğunda yanında kaptan Hadok ve profesör hatta fındık bile vardı. Yani tadına doyum olmaz bir macera :)

Yerçekimi demişken İsaac Newton’u yad etmemek olmaz tabi. Rivayete göre sırtını yasladığı ağacın dalındaki elmanın kafasına düşmesi sonucu bir anda evraka nidalarıyla konuya hasıl olmuştur Newton. Peki bizim halimiz ne durumda sizce, ayaklarımız yere basıyor mu? Bence yerçekimsiz uzayda savrulan bir kara parçası gibi canım ülkem. Sebebi ise kafasına elma düşmüş gibi her gün gündem yumurtlayan iktidar mensupları. Millet çıkmış fezaya biz yok kürtaj,yok üç çocuk,yok türban yok Osmanlıca gibi konularla akıldan bilimden uzaklaştıkça bilinmeze doğru savrulup duruyoruz...

2 yorum:

  1. Gravity'nin fragmanlarına bakınca hiç beğenmemiştim zaten:) Stalker, Solaris... bunlar varken, di mi ama:)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...