11 Mart 2018 Pazar

Bakın bugün size ne anlatmayacağım !


Şimdi kontrol ettim takipçisi olduğum sadece otuz dört blog var.Bunların bir kaçı da sanırım yazmayı çoktan bırakmış. Geri kalanların ise itiraf etmek gerekirse sadece yazılarının altına yorum yaptıklarımı okuyorum.  Diğerlerini neden hala takip ediyorum inanın bende bilmiyorum.

Sanırım bir on yıldır yazıyorumdur.Bazen oldukça düzenli bazense aylarca uğramadığım oluyor. Salt yazma ihtiyacının yanında bu bloğu açarken bir şeyleri buradan değiştirebilirim inancı taşıyordum doğrusu,belki de değiştirmişimdir de bilmiyorum. Bu on yıllık süre zarfında üç ay öncesine  kadar evimde bir internet bile yoktu inanır mısınız.

İlk hayal kırıklığım şu olmuştu,yazılarımın yüzde doksanlık kısmını gene benim gibi bloggerlar okuyordu sadece ( bu sanırım sizde de böyle) oysa ne özenle yazdığım makaleler vardı siyaset ve sanat üzerine. Gerçi gugulda araştırınca hatırı sayılır yazılarımın çeşitli sayfalar da sözlükler de link vererek paylaşıldığına çok şahit oldum. Lakin gene de beklentimin çok altındaydı bunlar.Sonra hadi okusunlar da sadece bloggerlar okusun dedim fakat ne göreyim,Face twitter gibi sosyal medyalardaki gizil kural burada da geçerliydi. Sadece baktıklarım veya yorum yaptıklarımdan geri dönüş alıyordum. O da gayet orantılı bir şekilde üstelik, biraz şey gibi : ay bunlar bizim düğünde bize sadece 50 tl takmıştı biz de o kadar takalım gibi. Dürüst olun ve biraz dikkat kesilin lütfen,diyelim bir yazıya on cümlelik bir yorum mu yazdınız muhatabınız da neredeyse aynı oranda yanıt verir size. İşte böyle komik insani durumlar.

Gene de belli aralıklarla yazmayı kesmemin sebebi şu yukarıda saydıklarımın hiç biri değil. Zaman zaman anlatmaya çalıştım ama asla başarılı olamadım sanırım. Geçen  üstad Bertol Brecht'in Hitler'e (aslında tüm diktatörlere) ses çıkarmayan sanatçılara ithafen söylediği şu tek cümle onlarca paragraf da yazamadığımın sadeleştirilmişiydi adeta : "Sizler,şu an batmakta olan geminin duvarlarına çiçek resimleri yapıyorsunuz ve bunun da adına sanat diyorsunuz! " Demem şudur ki vatan elden gidiyor, tamam biz bloggerlar "özeliz" diğer sosyal medyalara benzemeyiz falan. Yahu öte yandan edebi bir şeyler yazayım derken bir kaç istisna hariç dış dünyaya en kapalı olanlar da biz bloggerlar değil miyiz allaseniz?

Evet, bolca kitap okudum bu boşlukta,evet bolca sinemaya gittim. Sergiler dolaştım, felsefi düşüncelere yattım,belgeseller izledim. Sapisens'in gidişatı üzerine kafalar yordum,ciğerleri hasar gören yaşadığımız yerkürenin çevre sorunlarına dair çözümler aradım. Hatta resim çizdim uzunca bir aradan sonra be :) Peki sorarım size n'olacak bunlar üzerine süslü yazılar yazsam, gemi batıyor arkadaşlar. Üstelik daha da kötüsü artık geminin durumu ile ilgili yazılar yazmak içinde çok geç. Özetle ne yapacağımızı bilmiyorum. Yazmaktan büyük haz alıyorum ama beni mazur görün lütfen,oldukça zorlanıyorum. Arada her şey yolundaymış gibi yazılar yazabilirsem ne ala. Güzel günler dileğiyle sevgiler...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...